İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KSAUM) ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi (ENUYGAR) tarafından gerçekleştirilen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü “Kadın ve Demokrasi Paneli” 3 Mart tarihinde düzenlendi
AJANS ÜNİVERSİTE-Mila KUBUR
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen etkinliğin öğleden sonraki ilk oturumu İÜ ENUYGAR Müdürü Prof. Dr. Resa Aydın ve İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KSAUM) Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Hülya Kesici Çalışkan’nın moderatörlüğünde başladı.

“Siyasette Kadın Gücü”nün konuşulduğu oturumda ilk konuşmayı siyasette kadının gücünü vurgulamak üzere İstanbul Milletvekili ve Üsküdar Üniversitesi Üstün Zekâlı Çocuklar Merkezi Müdürü Halide İncekara yaptı. Konuşmasında, insan hakları söylemlerinin bu kadar tavan yaptığı bir süreçte kadın temsiliyetinin bu kadar az olmasının nedenini sorgulayan İncekara, bu sorunun demokratikleşme sürecinin kadına sunduğu bir hak olduğunu ifade etti. İncekara, diğer değinilmesi gereken noktanın, “Biz kadınların devlet yönetmeye, erkekler kadar motivasyonu var mı ve kültürel kodlarımız buna izin veriyor mu” sorusu olduğunu söyledi. Her şeyin başının rol model olduğunu dile getiren İncekara, “Büyüyünce ne olacaksın sorusuna herkes gördüğünü olmak istiyor” dedi. İncekara, konuşmasına küçükken sokakta oynayan erkek çocukları takım olmayı ve rakip olmayı öğreniyor, kız çocukları ise evde daha geleneksel yetişiyor” diyerek devam etti. “Bütün kız çocuklarının büyüyünce ne olacaksın sorusuna gelin olacağım, anne olacağım, doktor ve öğretmen olacağım cevabını vermesi tesadüf değildir” şeklinde konuşan İncekara, bu cevaplarda gördüğü modellerin etkisi olduğunu dile getirdi. İncekara, konuşmasının sonunda “Kadının siyasetteki yeri çok zor, çünkü siyaset yirmi dört saat çalışmaktır” dedi.

Odabaşı, “Kadın ve Demokrasi” Oturumunda Konuştu
Panel, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) İş ve Ekonomi Dünyası Komisyon Başkanı Arzu Odabaşı’nın “Kadın ve Demokrasi” oturumuyla devam etti. Arzu Odabaşı, konuşmasına çalışan bir kadın için Türkiye’de olması gerekenleri söyleyerek başladı. Odabaşı, “Türkiye’de çalışan bayanlar için çocuklarını bırakacakları mahalle kreşleri olmalı, yine aynı şekilde her şirkette bir çocuk emzirme odası olmalıdır” diyerek Türkiye’de kadınların kendi taleplerini sonradan gündeme getirdiklerini dile getirdi. Kadınların daha talepkâr olması gerektiğini söyleyen Odabaşı, KADEM olarak G20 içerisinde W20 kurduklarını ifade etti. G20 W20 ile cinsiyet eşitliği ve kadınların ekonomik alanda güçlendirilmesi için bir yol haritası belirlendi. Odabaşı, konuşmasına “Geleceğe İşbaşı” projesiyle yetiştirme yurdundaki kızları eğitip iş sahibi yapmayı hedeflediklerini söyledi. Odabaşı, eğitim, istihdam ve girişimcilik arasındaki bağlantının güçlendirilmesi, kadınların finans kaynaklarına erişiminin sağlanması, kadın ağlarının, kadınlara ait işletmelerinin desteklenmesi ve sürdürülebilirliğe katkıda bulunulması yoluyla kadınların güçlendirilmesi için çalışmaya devam edildiğini ifade ederek konuşmasına son verdi.

“Engelli Kadın Vardır”
Engelli Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Gizem Tanay Aksaç “Engelli Kadın Vardır” oturumunda konuştu. Aksaç, 2011 yılında kurulan dernekle engelli kadın ve engelli çocuğu olan annelerle bir araya geldiklerini söyleyerek engelliliğin çok çeşitlilik içerdiğini ve herkesin farklı olduğunu ifade etti. Dernek olarak hedeflerini dile getiren Aksaç, hedefin farklı sorunlar öğrenerek bunların üzerine çözüm önerileri kurmak ve sosyal politika üretilmesi için öncülük yapmak olduğunu söyledi. Aksaç, “Asıl hedefimiz ise, feminist ilkeleri benimsiyoruz, bu sebeple çoklu ayrımcılığın ortadan kaldırılmasıdır” şeklinde konuştu. “Engelli kadını ne engelli erkek anlayabilir ne de engelli olmayan bir kadın anlayabilir” diyen Aksaç, Türkiye’de engelli kadın olarak doğmanın ihlallerle dolu bir hayata adım atmak olduğunu dile getirdi. “Kadına yönelik şiddette mücadele mekanizmaları oluşturulurken engelli kadınları düşünmezseniz onları şiddet ortamında yaşamak zorunda bırakırsınız” diyen Aksaç, “Eğitim hakkına düzenleme yaparken toplumsal cinsiyet eşitsizliğini görmezden gelirseniz yine onların eğitim haklarını elinden almış olursunuz” dedi. Aksaç, araştırmalara göre istihdama katılan engelli bireylerin sayısının engelsizlerden daha düşük olduğunu yine engelli kız çocuklarının okul açma oranının engelli bir erkeğe göre daha az olduğunu söyledi. Bunun nedeninin ise engelli kadının yeterli eğitimi alamaması olduğunu belirtti. Aksaç “Sadece bu araştırmalara bakılarak eğer toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayarsanız ancak bu haklardan faydalanabilen engelli erkekleri arttırırsınız” dedi. Engelli kadınların hak ve özgürlüklerini tam ve eşit bir şekilde kullanabilmelerinde en önemli unsurun demokratik toplum yapısı olduğunu ifade eden Aksaç, “Ancak o zaman engelli kadınlar da şiddetten sömürüden ve baskıdan uzak, eşitlikçi ve özgür bir dünyada yaşayabilir” diyerek konuşmasına son verdi.

“Dönüşüm İçin Kadın Gücü”
Doğuş Holding Yönetim Kurulu Danışmanı ve Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi Özlem Denizmen, “Dönüşüm İçin Kadın Gücü” oturumunda konuştu. Türkiye’de iş hayatındaki kadınların oranının yüzde 32, fakat diğer ülkelerde yüzde 63 olduğunu söyleyen Denizmen, oranın yüzde 63’e çekilmesiyle gayri safi milli hasılamızın yüzde 20 büyüyeceğini dile getirdi. Davos’ta Denizmen’in içinde bulunduğu cinsiyet eşitliği platformu raporuna göre kadın erkek fırsat eşitliği dünyada 170 yıl alacak. Denizmen, “Çevremizdeki rol modellerin etkisiyle bir kadının çalışıp çalışmayacağı on dört yaşında şekilleniyor. Yine bir raporuna göre Avrupa Birliği’ndeki kadınlar aynı işi yapıyorlar ama erkeklere göre yüzde 15 daha az ücret alıyorlar, bundan dolayı ücret eşitsizliği oluyor” dedi. Denizmen, Türkiye’nin ücret eşitliğinde 144 ülkeden 98. sırada olduğunu söyledi. Denizmen, “Biz kadınlar yatırım yaparken erkeklere göre çok araştırıyoruz, sakin ve sabırlı olabiliyor katı karar verebiliyoruz ve en önemlisi ne bilmediğimizi biliyoruz” dedi. Denizmen “Dünyada yapılan bir araştırmada kadınlara hayatındaki en önemli beş şey soruluyor ve Hindistan’dan, Çin’den Endonezya’dan kimsenin cevabı da ben olmuyor” şeklinde konuştu. Denizmen’e göre başarının tanımı bize bahşedilen yeteneği, tecrübeyi yine toprağa ve topluma verebilmek. Bunun için de 7 yıldır Finansal Okur Yazarlık Derneği ile asıl amacımız Türkiye’de bu konunun milli eğitim müfredatına girmek olduğunu ifade etti. Kadınların güçlenmesi adına kadın ve demokrasi konusunda somut olarak yapılabilecek üç şeyi dile getiren Denizmen, “Şirket alımlarında raporlamalar başlatma, şirket içerisinde sponsorluk ve kendimize koyduğumuz engellerde önemli unsur rol modeller” diyerek konuşmasına son verdi.

“Engelli Çocuk Annesi Olmak”
Panelin “Engelli Çocuk Annesi Olmak” isimli son oturumunda konuşan Down Sendromu Derneği Başkan Yardımcısı Fulya Ekmen, konuşmasında hayatından örnekler verdi. Ekmen, kadınların daha güçlü olması için birbirine sahip çıkması ve cinsiyet ayrımcılığı söylemlerini dilinden çıkarması gerektiğini söyledi. Ekmen, 2007 yılında Kayra isimli down sendromlu özel bir bebeğin dünyaya geldiğini söyledi. Ekmen, Kayra’nın Allah’tan gelen bir lütuf olduğunu ve onun sayesinde bir kadın olarak topluma yarar sağladığını dile getirdi. Ekmen, “Türkiye’de doktorların ve hemşirelerin bilinçsizliği nedeniyle ailenin engelli çocukla tanışma süreci bir travma ile başlıyor” dedi. Bunun aileye profesyonel şekilde söylenmesi gerektiğini dile getiren Ekmen, maalesef travma ile annenin bebeği çocuk esirgeme kurumlarına bıraktıklarını dile getirdi. Ekmen, “‘Çocukken hep büyüğünce kendinden sonrakilere bir şeyler bırakabilir miyim’ derdim. Şimdi bu dernekle 30 bin aileye danışmanlık veriyoruz, engelli ailelerin bilinçlenmesini sağlıyoruz” dedi. “Engelli çocuk annesi olmak kötü bir hayata sahip olmak ya da muhtaç olmak değildir” şeklinde konuştu.

Panel, plaket ve teşekkür belgesi takdimi ile sona erdi.
http://ajansuniversite.istanbul.edu.tr/kadin-ve-demokrasi-paneli-oturumlarla-tamamlandi/